VATAN´IN ve VATANDAŞIN MENFAATİ
Ben otuz yıldır Almanya’da, Nürnberg ’de yaşıyorum.
Benden çok daha uzun yıllardır burada olanlarınız var, hatta yenilerden bile sayılabilirim, biliyorum. Gurbette yaşamak zor zanaat, bunu da biliyorum.Halledemediğimiz sorunları hasıraltı ettiğimiz eğri büğrü zemine basarak yaşıyoruz burada.
Çözdüğümüz hemen hemen hiç bir sorunumuz yok. sorunlarla yaşamaya alıştık artık. Bırakın göçmen olmanın getirdiklerini, bir de Türk olmanın yarattığı sorunlarla boğuşuyoruz.
Durumumuzun en anlaşılması zor, en garip tarafı ne biliyor musunuz?
Türk toplumunun mağduru olduğu sorunlara, birey olarak bire bir yaşadığımız problemlere çareler ara-mayı bir yana bırakıp, burada yaşayan Türklerin menfaatlerini gözetmeyi erteleyip, Türkiye’nin menfaatlerini öne çıkartan çalışmalara öncelik vermemiz. Almanya’da yaşayan Türk toplumu olduğumuzu, çözülmeyi bekleyen sorunlarımız olduğunu unutup, Türkiye ’nin sorunlarını çözmeye öncelik vererek, Türkiye’nin menfaatlerini belirleyip ne yapmaya çalışıyoruz?
Kendimizi buradaki Türk devleti mi sanıyoruz? Türkiye Cumhuriyeti Devletini, onun Dışişleri Bakanlığını ve dışişleriyle ilgili kurumlarını yetersiz, yeteneksiz ve beceriksiz bulup, devletliğe mi soyunuyoruz?
25.10.2010 tarihli Hürriyet gazetesi’nin onyedinci sayfasındaki “Türk toplu-munda istifa rüzgarı“ haberini okuduğumda bunları düşündüm.
Hele bir de haberin içindeki; “Nürnberg Metropol Bölgesi Türk Toplumuna üye 14 dernek, kuruluşunun Türkiye menfaatlerine uygun çalışmadığını öne sürerek istifa ettiklerini açıkladı.“ detayını okuduğumda beynimdeki alarm zilleri hemen çalmaya başladı.
Ne zaman birileri “Türkiye’nin menfaatleri“ demeye başlasa “Eyvah“ diyorum.
Çünkü ardından mutlaka bir düşman figürü çıkartılacağını, kendilerinin “Türkiye sevdalısı“, yarattıkları düşmanın ve düşmanların da „“Türkiye düşmanı“ olacağını biliyorum, bunu hep yaptılar…
Bu sefer de düşman Prof. Dr. Şefik Alp Bahadır. Türk ulusunun ve ülke menfaatlerinin aksine faaliyetleri varmış Şefik Alp Bahadır’ın.
Amerikan Temsilciler Meclisinin ve İsveç Parelentosunun “Soykırım“ tanıma girişimlerine gerekli tepkiyi göstermemiş. Evet, Amerika’ya ve İsveç’e posta koymamış Şefik Alp Bahadır. Herhalde bu işi devlet benden daha iyi yapar diye aklı selim düşünmüş… Bir de TGMN ideolojik bir değişim hedefliyormuş, hangi değişimden söz ettiklerini, hangi zararlı değişimin konu edildiğini somut söylememişler. Vardır bir bildikleri…
Uzun uzun yazmaya gerek yok. Vaktiniz oldugunda www.tgmn.de sayfasına bir göz atın. Bakın bakalım, “Türk Ulusunun ve Ülkenin“ menfaatlerine ne zararı, ne faydaları olmuş Şefik hocanın ve onun sözcülüğünü yaptığı TGMN’nin. Ben zaman ayırdım ve sizlere de tavsiye ettiğim sayfayı inceledim.
Söylenecek tek şey var.
Teşekkürler Prof. Dr. Şefik Alp Bahadır Hoca, teşekkürler TGMN……
Ahhh bu „Türkiye’nin menfaatleri“ diye söze başlayanlar, „Ulusum adına“ diye slogan atanlar, buldukları her firsatta vatandaşa gaz verenler…
Türkiye’nin menfaatlerine hizmet ediyoruz diye yaptıklarıyla Türkiye’ye verdikleri zararı hiç görmediler, hala da görmüyorlar…
Seviyoruz diye sıkı sıkı sarıldıkları Türkiye’yi kırdılar, zarar verdiler, kaş yapalım derken göz çıkardılar, bunu da hala fark etmediler.
Türkiye için, Türkiye’nin menfaatleri için birşeyler mi yapmak istiyorsunuz?
Türk toplumu için, burada yaşayan Türk toplumunun bireyleri için bir şeyler yapın, mağduru olduğumuz sorunların çözümü için bir şeyler yapın.Eğitim için, sanat için, işsizlik için, çifte vatandaşlık için, Türk toplumunun yaşam kalitesinin yükseltilmesi için… birşeyler yapın.
İşte o zaman “Türkiye’nin menfaatleri“ için de birşeyler yapmış olursunuz.
Burada yaşayan Türk Toplumu için yapacağınız her faydalı girişim Türkiye’nin menfaatlerine de bir puan kazandırır.
Biliyorum unutursunuz ama lütfen unutmayın.
Gökhan Özkan